Açıklama
2008 yılında çıkan İslâm’da Modernleşme, 1839-1939 isimli eserimiz, sosyal bilimlerin ana kavramı sayılabilecek modernleşmenin mukayeseli bir perspektiften incelenmesi yolundaki çalışmalarımızın ürünüydü. Bu, modernleşmenin “dikey” bakımdan mukayesesi sayılabilir. “Dikey mukayese”den kasıt, İslâm dünyasında modernleşmenin Batı kültüründen etkilenme (akültürasyon) sürecinin bir ürünü olarak alınmasıdır. Dikey mukayese, Batı dünyasındaki modernleşme anlaşılmaksızın İslâm dünyasındaki modernleşmenin de tam olarak anlaşılamayacağı önkabulüne dayanır. Bilahare çalışmalarımız ilerledikçe modernleşmenin “yatay mukayese”sine uzandık. “Yatay mukayese”den kasıt, evrensel bir olgu olarak modernleşmenin zıddıyla mukayesesidir. Modernliğin geleneksel dildeki karşılığı “bid’at”, bid’at “sünnet”in zıddı, sünnet ise “hikmet”in hususî adıdır.
O halde ancak hikmetten kopuş süreci olarak alınarak evrensel bir olgu olarak modernleşmenin özüne nüfuz edilebilir. 2011 yılında çıkan Hikmet Kavşağında Edmund Burke ile Ahmed Cevdet başlıklı çalışmamız, bu yatay mukayesenin ürünüydü. Evrensel bir olgu olarak modernleşme, aslında Edmund Burke ile Ahmed Cevdet gibi farklı ülkelerden aydınların buluştuğu “hikmet kavşağı”ndan uzaklaşma süreciydi. Bu iki aydının düşünüş tarzı karşılaştırıldığında aslî (hikmet) ile arızî bid’at=modernlik)’nin farklı coğrafyalarda tezahür tarzları arasındaki şaşırtıcı benzerlik görülebilir ve dolayısıyla yatay mukayesenin yapılacağı asıl ayırımın Doğu/Batı yerine hikmet/bid’at olduğu fark edilebilirdi.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.